27.8.08

gurbette iki türk genci

Trablusgarp limanı iskelesinde gemimizin sığacağı kadar bir yere bağlanmiştık. Bulunduğumuz alan gümrüklü olduğundan kente gitmek ancak izinle mümkün. Gereğini yaptım. Yürüyorum. Bizim elçiliğe gideceğim. Nerden, nasıl? Bilmiyorum. Gümrük alanı içinde, ama aktif sahanın dışında bir yerdeyim. Bir baktım, bisikletli biri geliyor.Yaklaştı, dikkatlice baktım. "Evlat! bidakka baksana"dedim. Türkçe... önüme geldi "buyur abi" dedi. Libya'lılar genelde ufak tefek ve kavruk tiplerdir. Liman işaatı ve dalgakıran tamamen türk firması, mühendisleri ve işçileri eliyle yapılmış. İnşaat yer yer devam ediyor. Bisikletli genç buram buram Anadolu kokan yağız bir Türk genci. Kalbime bizden olduğu doğdu adeta. Derdimi anlattım. "Tamam abi" dedi. Sen burada bekle. 5-10 dakka sonra buraya bir sarı ford araba gelecek. Bastı pedala, gitti. 20-25 dakika sonra sarı ford tozu dumana katmış, yanıma geldi. Arslan gibi bir mühendisimiz, selam verip "emret abi" dedi. Utanmasam sevinç, daha çok gururdan ağlayacağım. Gazladık bir hayli uzaktaki elçiliğe vardık. Dönüş saatimi öğrenmek istedi. Gelip alacak. "Belli olmaz" dedim. Helallaştık ayrıldık.
Duyduğum hisleri, edindiğim mutluluğu, kelimeler ifadeden aciz

Vatan böyle evlatlara sahip olduğu sürece yıkılmaz dostlar.YIKAMAZLAR...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa